top of page

Zihinsel Sükunetin Kaynağı: Sakinleşme Sistemi

Psikoloji alanına büyük katkılar getiren Profesör Paul Gilbert, üç ana duygu düzenleme sistemine sahip olduğumuzu ve erken dönem olumsuz deneyimlerin bu sistemler arasında bir dengesizlik yaratabileceğini öne sürmüştür.


Hepimiz duygularımızı bu sistemler arasında geçiş yaparak yönetiriz, ancak çoğu psikolojik zorluk, gerçek ve algılanan tehditleri yönetmek için Tehdit ve Gelişim sistemlerinin aşırı kullanımı (ve Sakinleşme sistemin yetersiz kullanımı) nedeniyle ortaya çıkar. Bu yazıda Tehdit Sistemini ele alacağız.



Paul Gilbert'in 3 duygusal düzenleyici sistemi
3 Duygusal Düzenleyici Sistem

İnsanoğlu, tıpkı tehdit ve harekete geçirme sistemleri gibi, sakinleşme sistemleriyle de doğar. Evrimsel açıdan bakıldığında, sakinleşme sistemimiz, memelilerin bakım verme sistemi olarak kabul edilir. Bu sistem, tehditlerin olmadığı ve zorunlu olarak peşinden koşulması gereken hedeflerin bulunmadığı durumlarda doğal olarak devreye girer. Bu sistem, oksitosin, endorfin ve opiatlar gibi iyi hissettiren nörokimyasallardan faydalanır.


Tehdit ve harekete geçirme sistemleri bizi aktif hale getirirken, sakinleşme sistemi bizi pasif hale getirebilir. Bu sistem, güvenli, sakin, huzurlu ve memnun hissetme durumlarıyla ilişkilidir. Sakinleşme sistemi, hem kendimizi hem de başkalarını yatıştırmamıza olanak tanır. Bakım verme, sevgi gösterme, kabul, şefkat, sıcaklık, cesaretlendirme, destek ve bağlanma deneyimleri ile bağlantılıdır. Araştırmalar, bu tür davranışların tehdit sisteminin toksik etkilerini azaltabileceğini ve zayıflatabileceğini göstermektedir. Bu şekilde, sakinleşme sistemi bize bir sakinlik, güvenlik ve huzur duygusu getirebilir.


Bazı insanlar, sakinleşme sistemlerini aktive etme konusunda yanlış fikirlere sahip olabilirler. Özellikle harekete geçirme sistemlerini aşırı kullanan kişiler, kendilerini daha fazla kabul etmeleri halinde tüm hedeflerinden vazgeçeceklerine ve hiçbir şey başaramayacaklarına inanabilirler. Bu, büyük bir yanılgıdır. Tehdit tabanlı harekete geçirme, bir zayıflıktır; çünkü yalnızca geçici olarak çalışır ve başarısızlık durumunda tehdit, öz-eleştiri yoluyla tetiklenir. Oysa, harekete geçirme faaliyetlerine sakinleşme bir yerden yaklaşmak, size zengin bir güç kaynağı sağlayabilir.


Kendinizi destekleyip, besleyip, yatıştırabildiğinizde, başarısız olduğunuzda da kendinize destek olabilirsiniz. Bu, hayal kırıklığıyla başa çıkmanızı ve öz-eleştiri veya utanç spirallerine girmemenizi sağlar. Duygusal olarak ve beceri düzeyinizde nerede olursanız olun, kendinize anlayış, destek, besleme ve teşvik ile yaklaşabilirsiniz. Bu şekilde, başarısızlıklarınızdan öğrenip, tekrar denemek için kendinizi cesaretlendirebilirsiniz. Bu tür bir yaklaşım, korkuyla ya da tehdit sistemi ile motive olmadığınız anlamına gelir. Aslında, kendinizle daha rahat olabilirsiniz, bu da işinizi daha iyi yapmanızı sağlar. Sakinleşme sistemi aktive etmek, bir zayıflık değil, bir güç kaynağıdır.


Ancak, ne yazık ki birçok kişi için sakinleşme sistemi büyük ölçüde yanlış anlaşılmış ve yetersiz kullanılmış ya da tamamen engellenmiştir. Bu durum, özellikle zorlu aile geçmişlerine sahip kişiler, bağlanma yaraları veya karmaşık travma geçmişi olanlar için geçerlidir. Gelişimsel geçmişlerimiz veya çocukluk dönemindeki utanç, reddedilme, zorbalık, ebeveyn düşmanlığı veya ebeveyn duyarsızlığı gibi acı verici duygusal veya kişilerarası deneyimler nedeniyle, bakım verme veya güvenlik ile ilişkilendirilen davranışlar ve duygular ne yazık ki tehdit duygusunu tetikleyebilir.


Sakinleşme sistemimizi daha iyi anlamak ve kullanmak, genel ruh sağlığımız ve yaşam kalitemiz için büyük önem taşır. Kendi kendimize şefkat gösterip, kendimizi yatıştırma yeteneğimizi geliştirmek, hem kişisel gelişimimize katkı sağlar hem de başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza yardımcı olur. Sakinleşme sisteminin gücünü keşfetmek ve kullanmak, yaşam yolculuğumuzda bize güçlü bir destek sunar.





bottom of page